El ettiler turnalar bazlara Dağlar yeşillendi döndü yazlara Çiğdemler takınsın söylen kızlara Niçin gitmez Yıldız Dağı dumanın Şah'ın bahçesinde Gonca gül biter Ahanda garip garip bülbüller öter Bunda ayrılık var ölümden beter Niçin gitmez Yıldız Dağı dumanın Ben de bildim su dağların şahısın Gerçek erenlerin seyrangâhısın Abdal Pir Sultan'ın nazargâhısın Niçin gitmez Yıldız Dağı dumanın Bizde bildik şu dağların sen şahısın,şahısın.. Buralar,bu koca şehirler dilimizden bilmez,halimizden anlamaz... Ve bizler Pir Sultan torunlarıyız, Bizler anadolu aslanlarıyız, Bizler Kerbela da kan verenleriz,can verenleriz...
Bizler,sizler...... Bölünmüşler,bölünecekler dinleyin.... Niçin gitmez? Çünkü gitmez Yıldız Dağının dumanı, Başından eksik olmaz... Çünkü yer yüzünde barış gelmez sofralara Su varsa bir yerde ve toprak biraz açmışsa göğsünü O adamlar kan ile sularlar,çorak eder o toprağı, Kör eder gözünü.... İşte bu yüzden insanlar hor,insanlar birbirinin etini yedikçe, İnsanlar birbirinin etini yedikçe,sömürdükçe... Yıldız Dağının dumanı gitmez.. Yıldız Dağının dumanı gitmez... Bu sömürü devam ettikçe gitmez güzelim gitmez.. Ve bu şarkı bitmez,bu şarkı bitmez…