[Verse 1]
Ayakların yokuşların piyadesi, hangi eldesin?
Açılmakta kahrın perdesi
Şu tertemiz ellerinden pislik akar efendi
Bağır çağır küfür kıyamet Cuma'nın ertesi
Tasman öyle uzun değil, belli menzilin
Geriye kaçan askerisin en kararlı mevzinin
Bu ev sizin, krallığını kurup hüküm sür
Ellerine kelepçe vur yapamayıp sevgisiz
Camların kaderi kırılmak, biz kırıldıkça kırılmıştık
Çekememişlerdi kolundan
Besmeleyle başlamıştın sonundan
Sorumlusun konumdan
Beklenmedik günde çekileceğim yolundan
Noktalar hüzün taşır bilirdin elbet
En basit mevzuları dahi kenarda seyret
Neye meylettiysen yok hakkın or'da kal
Yokluğunda belki bilinecektir kıymet
[Hook](x2)
Yine baştan dert
Devir atlar hep
Benim içim haşlar seni
Bi de dünyaya göğsünle meylet
[Verse 2]
Ayakların susuşların fedaisi
Ne haldesin? (Hah)
Bozamadın mı ezberi?
Tel üstünde cambazın bozulmakta dengesi
Cesaretin olsa çıkaracaktın dünyandan herkesi
Verdiğin kararlı sözler hiç tutulmadı
İçin dışına vurdu derken kendin kurdun kumpası
Eskiden susardın şimdi küfür dolu kursağın
Bin susuştan evla tabi kendini unutması
Saçların kaderi dökülmek
Biz şarap gibi dökülmüştük
Bağın koptu kökünle
Özünde kuytu köşe memleketli çocuksun
Sanmamak zorundasın dünya dönmekte sözünle
Artık hangi mutluluklar sana vaadedilsin?
İçindeki yangın için sular var edilsin
Sen kimsin ki küçük çocuk
Sana gümüş tepsiyle hayatlar vaadedilsin
[Hook](x2)