Kopya kalpler, gözlerin önünde parlamakta bir fener ve
İhtirasla süslenen bir gelecek önüme konulan
Gülmek, ağlamak seçimlerim. Hangi şıkta mola verendim?
Ayazlarında terleyendim. Saçmalık bu his ve geriye dönüşü yok.
Pis bir şakaya maruzum ve hecelerimde kimi zaman aruzum.
Anca buldum arzularımı, arz-talep mi bilmem,
Hep bu farzla yaşanılır mı?
Ben ne istedim ki, önüme koydular bu kuklayı.
Ve zor günümde hor görüldüm, kor bir aleve ben gömüldüm
Hislerimde çürüdüm artık anla, kopya kalbim çok çizildi, kaprisinden bezdi.
Adamın anca gizli bir kaçak suç işlemiş ve izini bulamamışlar.
İşte şimdi pişti oldun. Yokluğun bir ölüme benzetildiği
Şiir tadında varlığın bir saçmalıkmış
Acil anladım, anca topladım, kanca sapladım bu acıya.
Bir el olsun ben de ateşi bastım.
Kurut bu dereyi sen kolaysa, gözlerim yine de parçalı bulutlu..
Anlamın da uludur, aşkın gözleri hep sulu mudur? Hakkı bu mudur?
Sadakatin, güvenimin sonu mudur? Sen kaderdin.
Tacizin aşikar, sadece bana mahsus değil yok olma seansların.
Yağmur sakladı gözyaşlarımı, kopya kalplere damladım dam dam.
Güvence verme bana bir kez de olsa,
Çok yanılmış insanın leşine ağıdı yazmışım, ne olsa ben alışmışım.
Bu forsa geriye saydı, bitime az mı kaldı?
Başlamak hataydı; başlayamamaksa ızdırap.
Aşka verdiğim resitalimde sendin sazıma mızrap.
Yendim huyumu ya Rab.
Hapis yatan bir ben değildim, dostlarım da vardı köşeye sinmiş
Af paraf çekildi, seçildi taraf.
Ve ben tuhaf ithaflar ettim, yarına elverişli koşula koşabilirdim
Boşa mı yandı kırmızı güller? Neyse boşver.
Sagopa kopyalanamaz, ender olsa bulunamaz bir diğeri
Hücrelerimin her biriydi kanserin yemi
Parçalanmiş bir satırbaşı ve nokta konmuş dizelerin son elvedası bugüne bir ithaf
Bence çok tuhaf bir işkence, baş ucumda aşkın çalar saati
Kopya kalpler uyku böldü...