Çocukluğum çıraklıkta geçti, kir pas içinde Gençliğim korsan yürüyüşlerde, mitinglerde Hapse erken düştüm.. copla erken tanıştım Küçük voltalardan bıktım, usandım Şimdi uçsuz bucaksız ovalarda Adımlarımı saymadan, geriye dönüp bakmadan Usanmadan, bıkmadan Deli taylar gibi koşmak istiyorum! Ve görüyorsunki aşkı beceremiyorum Beni kendi halime bırak yavrucuğum Ben yolumu nasıl olsa bulurum... Upuzun çayırlarda yalınayak koşmak istiyorum Saçlarım rüzgara konuk..yüzüm dağlara dönük Göğsümün çeperini ölümle sınayan esaret Ve yüreğimi yararcasına zorlayan cesaret Kıyasıya vuruşsun istiyorum! Koşmak.. koşmak istiyorum sevgilim Dönemezsem affet... Firari gecelerin uzmanı olmuşum Bütün istasyonlarda afişim durur Beni bir çocuk bile bulur! Dokunma bana çıldırırsın Dokunma bana sende ellerin tutuşur! Koşmak istiyorum Eksozların, molozların, yağmaların kıyısından Onca insafsızlıkların, onca haksızlıkların Manzarasızlıkların, parasızlıkların Allahsızlıkların kıyısından Kimseye ve hiçbirşeye değmeden Ciğerlerimi yok edercesine koşmak istiyorum! Yerken içerken , meşk ile kendinden geçerken birileri Namlunun ucunu görünce sıvışırken birileri Birileri ölüp , birileri nutuk atarken köşe yazılarında Kavgaya karışmadan , bir daha tutuklanmadan ve küfür etmeden Kafamı kırarcasına koşmak istiyorum! Avucunu son bir defa, ağlamadan tutmak istiyorum Gözlerim yüzüne küskün, sazım sevgine suskun. Saati ayrılığa krmuşum olmaz teslimiyet Ziyan aklımı senle bozmuşum, içerim felaket! Kurşunlara geleyim istiyorum Ölmek..ölmek istiyorum sevgilim Sağ kalırsam affet Firari acıların uzmanı olmuşum Bütün telsizlerde adım okunur Beni bir korkak bile vurur! Dokunma bana fişlenirsin Dokunma bana, sende yanarsın...